2 Haziran 2012 Cumartesi

Belirsizlik

Çıplak ve küçücük.hayır hayır savunmasız ve kuçücuk.ruhunu da görebildigini düşündü bi an.ama yok göremezdi daha o kadar soyunmamiştı.zaten ruhuyla ilgilendigini pek düşünmedi.palyaçolar gibi dedi ıçinden.kimse palyaçolarin ruhuyla ilgilenmez.mumların teninde pıraktıgi hafif turuncumsu renge baktı.ve de mumların duvardaki devleşmiş golgelerine.şuan içindeki boşluğun ruhuna bıraktiğı gölgelerde devleşmişti böyle.klişeler.ellerini yıkamak istedi şuan.boynunu.saçlarına sinmiş sigara kokusu midesini bulandırdı.belki ruhundaki ucra köşeleri keşfetmek bulandırmıştı midesini.hayattaki bir şeyin daha, boş ve amaçsız olduğunu görmek.ve hayvani.üstünde bulutlar olan sarı etegi geldi gözünün önüne.sonrada sevdigi ballı sütün kokusunu duydu.kaçıp gitmek istedi ordan.ama kalbinin onu taşiyabilceginden emin degildi.yastigin diger yüzünü çevirdi serin tarafını.uyumak istiyordu.uyumanın da şuan kalkıp burdan gitmek kadar kolay olduğunu biliyordu ama uyumak demek belirsizlikle dolu yeni bir güne daha uyanmak demekti.belirsizlik istemiyordu.şuan ihtiyacı olan tek şey.mumlar.klişe.o böyle hayal etmemişti.saçlari hayalinde kahverengiydi bikere.o bile tutmamiştı.agırlaşan göz kapaklarına direnmeye çalıştı ama hayatta olacak şeylere direnmenin ne manası vardı ki.uyumasada gelicekti ertesi gün.gözünden tek damla yaş düştü.niyeydi şimdi anlamamiştı.aglamazdı o.yanagina inen yaşı yastıga silip burnunu çekti.sonrada palyaço diye mırıldanip gulumsedi kendi ruhuna.belirsizliğe dalmak en iyisiydi bazen.öylemiydi?bilmiyordu ki.adı üstünde belirsizlik.mide bulantısına ragmen uyumak için gözlerini kapattiğinda gün doguyordu zaten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder