29 Nisan 2012 Pazar

dinginliğin karmaşası

kadın sigarasından son nefesi çekip ağzında bekletti dumanı.nefesiyle karışık sigara dumanını ağır ağır üflerken başka bi sigara daha yakma isteğiyle sevgilisinin göğsüne yaslandı.gözleri bi süre masaya uzattığı ayaklarındaki kıvrımlara tavandaki ağır ağır dönen pervaneye ve üstündeki gömleğin kıvrımlarına takıldı.bu boğucu sıcakta nemli tenlerinin birbirine değdiği ve yarı kapalı gözleriyle birbirlerinden tamamen farklı şeyler düşündükleri anlara en çok 'aşkın tembelliği' isminin yakışcağını düşündü kadın.aşkın tutkusundan sıyrılıp tamamen dinginliğine sığındıkları anlar..sevgilisinin nefesleri tekdüzeleşmişti.uyumuştu belli ki.elleri terlemişti.ellerini üstündeki gömlege silip tam sigara paketini almak için ayaklarını uzattığı sehpaya uzanıcaktı ki hareket edip sevgilisini uyandırmak istemedi.sigara paketine dikti gözlerini sanki yeteri kadar bakarsa hareket ettirebilcekmiş gibi.sonra belli belirsiz gülümsedi bu düşüncesine.kafasını iyice yasladı sevgilisinin göğsüne ve tanıdık 'mutluluk' kokusunu içine çekti.sevgilisinin nefes alış verişlerini dinledi bi süre ve nefesini ona uydurmaya çalıştı..aynı ritm ve aynı anı paylaşmanın aynı duyguları hissettire bilmesini diledi umutsuzca.aynı umutsuzlukla hiçbir zaman aynı hayatı yaşayamıycaklarını bilmesinin boşluğunu hissetti kadın.sevgilisinin uyuduğunu bildiği için iki kelime döküldü dudaklarından.içtenlikle ve bir daha söyliyemiycek olmanın korkusuyla.'sana aşığım'.nefesini tuttu sonra.cevap bekledi bi muddet.pervanenin ugultusu doldu kulaklarına.nefesini bırakti ve artık sevgilisi uyandırmaktan çekinmeyerek masadaki sigara paketine uzandı.

15 Nisan 2012 Pazar

son bi kaç gundur o kadar kötü zamanlar geçirdim ki bi gün 3 saat boyunca agladıgımı biliyorum..ama benim bilerek yaptıgım bisey yok olayların boyle olcagını bi gerilim olcagını sezmistim ama bu gidisata dur dememedim galiba suclu oldugum tek nokta bu bana gore en azından..acık soylemek gerekirsse kendimi ınsanların hayatında fazla yer tutan biri olarak gormuyodum..ama ben yazamıyorum klavyeden.

9 Nisan 2012 Pazartesi

İki yüzlü müyüz?değiliz belki kendimize göre ama insanların çok acımasız kötü çıkarcı olduklarından yakınıp aynı şeyi yapan insanlar gördüm.belkide bu iki yüzlülük değilde bencillik.bizim karşımızdaki insana yaptığımız şeyleri haklı çıkaracak gerekçelerimiz var bunu biliyoruz ama karşımızdaki insan bize kendimizi kötü hissettirecek bişey yaptığında o düşüncesiz iğrenç bi insan olup çıkıyor gözümüzde.ama onunda kendine göre haklı sebepleri olduğunu ya da kendimizde başka bi insanın gözünde bu kadar bencil ve düşüncesizken onu yargılamaya hakkımız olmadığını unutuyoruz yada işimize mi gelmiyor..

8 Nisan 2012 Pazar

Kayıp

kaybetmenin de kazanmak kadar önemli olduğunu söylediler bana belkide elindekilerle yetinmeyi bil felsefesiydi ama seni kaybetmek kazandırmadı hiçbir şey bana çünkü kalmadı elimde avucumda bişeyim. sen giderken kendime saygımı sevgimi dünyaya olan mutluluğumu aldın. hatta yeniden yeşerir mi diye umutla sakladığım aşkımın küllerini çaldın.hayır yok ben son kırıntıları da senin hayatına üflemiştim. sen çalmadın.içimdeki ışığı söndürüp ellerimin çirkinliğiyle baş başa bıraktın beni.
şimdi her şey puslu gri sisli bana. kafam o kadar boş ki sessizlikte kalsam kalbimin atışlarını duyabiliyorum. insanlara uzaktan bakıyorum konuşmalar yapmacık..duygular karışık.ağızlar kalabalık.
ben sana aşık değilim ki senin yoksunluğunu duymam sözlerini gözlerini özlediğimden değil.sen naptın bana biliyo musun? içimdeki çocuğu büyüttün.keşke ona hiç dokunmasaydın.